Teslis


TESLİS

Teslis veya Üçleme, Hristiyan doktrininde Tanrı'nın Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'tan oluşan üçlü doğası. Hristiyanlıktaki üç ilahî varlığı içeren akideleri tanımlayan bir ifadedir. Hristiyan kaynaklarda sıklıkla "Kutsal Teslis" veya "Kutsal Üçleme" şeklinde kullanılır.
Hristiyan teolojisine göre bu üçlü birlik birbirinden ayrılmaz ve tek bir Tanrı'nın birbirini tamamlayan farklı yansımaları olarak görülür. Bu açıdan monoteist teoloji çizgisindedir. Diğer tek tanrılı İbrahimî dinlerden Yahudilik ve İslâm ise teslis inancını reddeder.

Etimoloji (Kökeni)
 Türkçeye Arapça'dan geçmiştir. Arapça sözcüğün aslı "تَثْلِيثٌ" fakat dînî kavram olarak "ثالُوثٌ" kelimesi kullanılmaktadır.
Farklı din ve mitolojilerde farklı kökenlere, özelliklere ve anlayışlara sahip farklı teslisler bulunmakta ve bunların çoğunun kendi bütünlüklerinde özel isimleri vardır. Hint din ve mitolojisindeki 'Trimurti' gibi. Bugün Türkçede 'teslis' dendiğinde sıklıkla Hristiyanlıktaki 'Teslis' akla gelse de, daha genel bir anlama sahiptir.


Tarihçe
Horus, ortada Osiris ve solda İsis'i betimleyen bir Antik Mısırheykelciği
Teslislere şu an varlığını sürdüren inanç sistemlerinde rastlandığı gibi (örneğin Hinduizm ve Hristiyanlık), bugün var olmayan antik dinî inanç ve mitolojilerde de rastlanır. Teslislerin ortak bir geçmiş kültürü işaret ettiğine dair çeşitli hipotezler olsa da bunların hiçbirisi kabul edilen bilimsel kuramlar değildir. Bununla birlikte arkeolojik ve tarihî bulgular komşu kültürlerde bulunan veya aynı topraklarda ardışık dönemlerde ikamet etmiş topluluklardaki teslislerin arasında bir benzerlik, etkileşim ve belki nedensel bağlantı olabileceğini düşündürmüştür.



Hristiyanlık'ta Teslis

Teslis kavramının kendisine ve doktrinlerine Yeni Ahit'te rastlanmaz.
 İsa ve havarilerinin Yahudilikteki Şema kavramıyla çelişen ifadelerine de rastlanmaz. Şema'ya kaynak olan Eski Ahit'teki Tesniye bölümünde şöyle denir: "Dinle, ey İsrail: Tanrımız olan Rab, tek bir Rab'dır." (Tesniye 6:4)
Ancak Teslis'e dayanak olarak gösterilen bazı Kitab-ı Mukaddes âyetleri vardır. Örneğin:
Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin. (Matta 28, 19)
Yunancadan gelen Grekçe: τριας kelimesini Baba, Oğul ve Kutsal Ruh için kullanılmasına ilk kez M.S. 2. yüzyılın ikinci yarısında Hristiyanlığın savunucusu Atinalı Atenagoras'da rastlanır:
Onlar [Hristiyanlar] Tanrı'yı ve Kelimetullâh'ı, Oğul'un Baba'yla birliğini, ortaklığını, Rûh'un ne olduğunu, bu teslisin, yâni Rûh'un, Oğul'un ve Baba'nın birliğini ve bunların üçünü birbirinden neyin ayırdığını bilirler.


(De heilige drie-eenheid(Kutsal Teslis), Hendrick van Balen'nın eseri)




TESLİS ile ilgili görsel sonucu

İlk defa teslis kelimesini kullanan kişi Antakyalı Theophilus'tur (ö. 181). Bugüne kadar gelmiş ve birkaç kitaptan meydana gelen tek eseri olan Apologia ad Autolycum’da putperest arkadaşına hakkı anlatmaya çalışırken Grekçe: τριας kelimesini Baba, Oğul ve Rûh yerine "Tanrı, Kelimesi ve Hikmeti (Eski Yunanca Grekçe: logos ve Grekçe: sophia)" için kullanmıştır. 
Batı kilisesinde teslis kelimesi bu yazıdan birkaç on yıl sonra Tertullianus tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
Bunun için Latincedeki Latince: tres (üç) ve Latince: unitas (birlik) kelimelerinden yeni bir kelime olan Latince: trinitası üretmiştir.


Hukukçu olan Tertulianus, iş hayatındaki kavramları dine aktararak Roma Hukuku'ndan alınmış ifadeleri dine almıştır. BabaOğul ve Kutsal Ruh için Latince: personae (şahıslar - hukuktaki taraf için kullanılmaktadır), üçünün birliği için Latince: substantia (cevher) kelimeleri gibi. O zaman dinî kavramlara eklenen bu kelimelerle Hristiyan teslîsi ifâde edilecek olursa Tanrı cevherde birdir, fakat Latince: monarchia, yâni hükmetmede üç şahıs vardır. Bugünkü Avrupâi dillerde Latince: persona ile karıştırılmaması için Latince: personae yerine Yunancadan alınan Grekçe: hypostasa (gerçek, huy, varlık, kişisel tabiat) kelimesi tercih edilmektedir.
Tarihte Kitab-ı Mukaddes'i kabul eden cemaatlerin çoğu teslis doktrinine uymuşlardır. Hem Batılı (Katolik ve Protestanlar), hem de Doğulu (OrtodoksMonofizit ve Nasturî) kiliselerin hepsi, M.S. 4. yüzyılın sonundan itibaren teslisi savunmuşlardır.
Hristiyanlık içinde de teslis inancını reddeden ve İsa'nın hem tanrısal, hem de insânî doğasına karşı çıkan akımlar tarih boyunca ortaya çıkmıştır. Bu akımları ortaya çıkaran önemli felsefî akım Kuzey İtalya'dan gelen aydın dönem Hümanizm'idir.



Hazırlayan: C. Suat

Yorumlar